10 Ocak 2011 Pazartesi

Yoğunum, Yoğunsun, YOĞUN



Son dönemlerde çok istememe, ve hatta yazacak çok şeyim olmasına rağmen yazı yazmaya zaman bulamıyorum. Yılbaşı hengamesinin üstüne bir yandan yüksek lisans finalleri, projeleri ve uykusuz geceleri, diğer yandan görev tanımı değişmiş ve genişlemiş, anlamlandırılmayı bekleyen yeni iş, az biraz da temiz hava bol güneş derken yazı yazmaya zaman kalmadı bu aralıkta. Yarın da iş sebebiyle sabahın erken saatlerinde 3 günlüğüne Ankara'ya uçuyorum. Ordan illaki bir "Perchemio Ankara'dan bildiriyor" tadında bir yazı gelecek o Allah'ın emri, ama son tahlilde bu hafta da hakettiği ilgiyi veremeyeceğim gibi bloga.

Yoksa tarihte heykeli put gören, sanatı günah sayan ve yasaklayan zihniyetin torunlarının (malesef bugün ülkemi yönetiyorlar) kalkıp insanlık anıtına ucube demesine elbet ucubece verilecek iki satır cevap vardı.

Ya da biz Türkiye gençlerine yıllardır tarih kitaplarında fütursuzca ve olabildiğine övülen, kahramanlık hikayeleri çarşaf çarşaf gerilirken barbarlık hikayeleri örtbas edilen, reşit bile olmayan körpe "ecnebi savaş ganimeti" kızları saray içi loş odalarda, bindirilmiş kıtalarda gündüz toplayıp gece koynuna alan ve ülke yöneten "şanlı geçmişimizin" bir TV dizisinde resmedilmesine (o da azıcık ucundan) karşı oluşan memleketimin "tastikli riyakar refleksine" elbet biraz dokundururdum. Neyse yine boş durmadık yazdık işte bir şeyler.

Haftasonu görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder